Ana sayfa » NAMIK KEMAL’İN SANSÜR HAKKINDA YAZDIKLARI

NAMIK KEMAL’İN SANSÜR HAKKINDA YAZDIKLARI

Eylül 10, 2023

m

…kitap yayınını engelemeye uğraşmak, yayınlanacak eserlerin sayısını azaltmaya çalışmak demektir.

NAMIK KEMAL’İN SANSÜR HAKKINDA YAZDIKLARI

Ülkemizde özellikle muhalif basın mensupları üzerinde, yerine göre tutuklamalara varan bezdirici yöntemler uygulanması, aslında bir Osmanlı geleneğinin devamıdır. Basın yayın hayatının, on dokuzuncu yüzyılın ortalarında canlandığı Osmanlı’da; saray, hükumet veya diğer yöneticiler tarafından rahatsız olunan yazıların engellenmesi; hatta yazıların veya kitapların yayınlanmasının önüne geçilmek gayesiye gazete veya yayın evlerinin kapatılması uygulaması da bu dönemle başlar.

Özgür basın Osmanlı’da, kısa aralıklarla yaşamak fırsatını bulmuş; fakat yayın hayatı her seferinde şiddetle cezalandırmalar, sürgünler, hapislerle devam etmiştir. Tanzimat bir takım hakları tanımakla birlikte, bu hakların kullanılması hiç de kolay olmamıştır. Nitekim yazdığı makale, kitap v.s. dolayısıyla Namık Kemal de bir çok sıkıntılara katlanmak zorunda kalmıştır.

Erzurum’a sürülmek istenmiş, durum kendisine tebliğ edildikten sonra, yurt dışına kaçmak zorunda kalmıştır. Yurt dışından döndükten sonra da, ömrü sürgünlerde geçmiştir.

Bu konuda; Sultan Aziz döneminde,“ İbret “ gazetesinin 22.Kanun-u Sani (Ocak).1873 tarihli nüshasında yazdığı bir yazının bir bölümünü buraya aktarmak istiyoruz (metin tarafımızdan yeni yazıya aktarılmış ve sadeleştirilmiştir):

..Evrak-ı Perişan’ın (i) bir iki cildi de (İbret)’te yazdığım bazı bölümlerden ibaret olacaktı. Şimdi o yazılar, İbret’te basılıyorken her hangi bir makamdan izin almağa gerek olmayıp da, kitap şeklinde basıldığı zaman mı teftişten geçmek zorunluluğu olacak? Kitap yaıynlamayı gazete yayınlamaktan daha çok sıkıntıya düşürmek dünyanın neresinde görülmüştür. Siyaset açısından mesela bir (Tabiat Bilgisi) kitabı, bir Levant Herald’da (ii) yayınlanan yazıdan daha etkili olabilir mi? Devletçe bir gazeteyi kapatmak, içeriğinde yer aldığı düşünülen zararlı şeylerin engellenmesine yetiyor da, bir kitabı basıldıktan sonra yasaklamakla neden yetinilmiyor.

..Kitap yayınlarını kontrol etmek gibi avrupaca birkaç asır önce, aydınlanmanın yayılmasını engellemek için yapılmış bir düzenlemenin bu zamanda hiçbir sebep olmadığı halde Osmanlı ülkesinde uygulanmaya girişilmesinin, gerçekten ne derece kınansa yeri vardır.

. Bir çocuk ilk okullarda altı yedi sene zaman geçiriyor, yine harekeli yazıyı hecelemeden okuyamıyor (iii). Rüştiyelerde (orta okullarda) bu kadar gençler çürüyor. İçlerinden imlası ve anlamı yerinde iki satır yazı yazmağa muktedir adam çıkmıyor. Milli Eğitim Bakanlığına uğraşacak konu lazım ise bu hallere göz atması gerekir. Yoksa bilginin yayılması için kurulmuş bir daireye göre, kitap yayınını engelemeye uğraşmak yayınlanacak eserlerin sayısını azaltmaya çalışmak demektir.

İstanbul’da hamamların, Galata’da çalgılı kahvelerin sabahtan akşama, akşamdan sabaha kadar, iki kapısı birden her türlü ahlaksızlığa açık dururken; matbaa kapatmasını ve z…para k…para destanları, mübarek Ramazan ayında her kesin gözünün önünde, cami kapıları önünde satılacak kadar ülkenin her tarafına ahlaksızlık dağıtırken, yalnız kitap yayınlanmasının engellenmesini hükumetin çağdaşlığına yakıştıramayız….”

Kemal

* * *

Tanzimatın ilanını takiben Osmanlı devlet idaresi, Büyük Reşit Paşa ekolünden gelen kimseler tarafından yürütülmüştü. Bu ekolün en önemli temsilcileri, hiç şüphesiz Ali ve Fuat Paşa’lardır.

Özellikle Ali Paşa, protokol kaidelerine son derece düşkün, ciddi ve disiplinli bir devlet adamıydı. Bu vasıflarının Sultan Aziz’i bile bezdirdiği bütün tarihlerde yazılmaktadır.

Ali Paşa’nın sadrazamlığı zamanında, bir basın düzenlemesi çıkarılmış ve günlük gazeteler ve kitap yayınları sıkı kontrol altına alınmıştır. Basın dilinde bu nizamnameye “ Ali Nizamnamesi “ denilmektedir. O dönemde bütün basın mensupları bu uygulamalar yüzünden memleketin her tarafına sürülmüşler ve çok sıkıntı çekmişlerdi.

Namık Kemal’in yukarıya bir bölümünü aktardığımız yazısı, aslında Ali ve Fuat Paşa’ların ölümünden sonra yayınlanmıştır. Fakat bu defa da, Ali Paşa’nın baskısından kurtulmuş olan Sultan Aziz’in uyguladığı sıkı yönetim vardır.

Aradan yüz altmış yıl geçmesine rağmen, bu topraklarda, benzer uygulamaların devam etmesi ve daha da artacağı endişeleri, ülkenin kazanabildiği gelişmişlik derecesini göstermesi bakımından üzüntü vericidir.

i Namık Kemal’in yazdığı kitaplardan birisi.

ii İstanbul’da Pera’da yayınlanan, daha çok azınlıkların okuduğu bir gazete.

iii Harekeli yazı, eski yazı imlasında sesli harfler sıkıntısı vardı. Bunu çözmek amacıyla harflerin üst ve alt kısımlarına bir takım işaretler konularak, hangi sesi alacakları belirlenirdi (örneğin a, e, i gibi).

İlgili Malumatlar…

0 Yorum

Bir İçerik Gönder

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir